neruda, mesela, senin kulağına fısıldanır da
dudaklarıma yakışmıyor
mürekkebin karanlığından işleyerek bir yakut küpe gibi
saçlarının arasından iliştirilir
hatta, hiç söylenmemiş sözler bulunur
kelimeler bizim
hiç söylenmemiş kelimeler yaratılır
harfler bizim
ve dudaklarda buluşur
düşünceler
durmadan yol olan bir saat,
aklımda, dönüp dolaşan rüzgar
ve yel değirmeni gibi
bir an bile yerinden ayrılmadan
bütün evrenin o naif denklemini
kulağına taşırım da
dudaklarıma yakışmıyor
susuyorum
sessizliğimin yankısında hiç duyulmamış tiradlar
özlemin, arzunun ve sevginin notalarıyla bezenmiş
kalp atışlarımızın ritminden esinlenilmiş bir sonat
sahnelenmemiş bir operanın ilk aryası
söylerim de
dudaklarıma yakışmıyor.
17 Ocak 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder