19 Kasım 2010 Cuma

regen

seni işgal etmek istiyorum. güç ve görkemimle, hep yaptığım gibi, ismi önemsiz diğer kadınlar gibi. ama; seni, sen gibi işgal etmek istiyorum.

şu an burada bizi ilgilendiren bir başkası ve dudaklarımızın arasında bir engel yok. sadece dilini biraz ısıracağım ve bir süre susacağız.

16 Kasım 2010 Salı

l'enfer c'est les autres

anlatacak çok şey var.
anlatacak çok şey var.

anlatmayacağım çok şey var.

25 Ağustos 2010 Çarşamba

kind trick

en tatlısı yorgunluğumun,
gözlerini kısarak, nefesinin
sessizliğe bürünerek tenimde yankılanması.
ve, uyku.

yaşamak güzel

22 Haziran 2010 Salı

rv 536


"hayal dünyasından taşan her şiir çocukluğudur "sinclair"in
içsesine karışan dış dünyanın tüm sesleri
incelikle kurgulanmış bir "boncuk oyunu"nun yalanlarıdır
dokunuşların naifliğine aldanma
bir "bozkırkurdu" sessizliğinde dolanır bileklerin etrafında
her inanış bir yaralanmayı taşır dudaklarında bir neşterin
"düşünmek sadece kaçıklar için"
hayallerinin renginde bir çiçek dahi yoktur evrende
ve tüm çiçekler yalanların orospusudur, inan diye
penceresini açtığında zihninin seni dışarı çeken gün ışığı
karanlık uçurumlarda yakılmış ateşlerin yansımasından başka ne olabilir
bir ilüzyon
olmaksızın, gerçeklerin renksizliğine insan nasıl inandırılabilir
her inanış bir yaralanmayı taşır dudaklarında bir neşterin
ve gölgesinde bir ölüm uyur tüm yabancı seslerin
tüm harfler
ahlaksız oyunların figüranlarıdır
ve hayallerinin kırıklığı da bundandır.

Oyunlarla yaşıyoruz.

Savaşıyoruz.

7 Mayıs 2010 Cuma

bırakalım uyusun aramızda zaman
boşalmış rakı kadehlerinin renginde
gökyüzünü seyredelim biraz

23 Mart 2010 Salı

soru cevap

birer notayla bağlandık birbirimize
bemol ve diyez kavgalarımızı
dile getirdik öldüresiye,
ve soruyorum
odanın duvarlarını kaç ses süslüyor şimdi?

gelip geçmesin istemek olağan
oysa zaman statik, evren hareketliydi
bir tablo
düş'ün
içerisindeyiz, görebildik mi
evrenin renklerle kurgulanmış denklemini?

izin tenden geçişi kadar kısa
hissetmeyecek kadar
vurdumduymazdık
ve soruyorum
açtığımız yara uçurumları aşıp nasıl bütünleşebilirdi?

yitirecektik elbet bizim olmayanı
birbirimizi
geriye renkler kaldı
sesler
inbred davranışlar
evren
ve soruyorum
hala benim şarkılarımı dinlemiyor musun?
ve soruyorum
her dinlediğinde,
her notasında beni anmıyor musun?

ve soruyorum
sırf suçsuzluğumu yüzüne vurduğum için
hala beni suçlamıyor musun?




diye gidiyordu ama cevaplar kısmını atarak kestik, kimse ezberlemediyse bir sorun yok ve artık dağılabilirsiniz.

7 Mart 2010 Pazar

"konuş"

Helga Henschen'in Olof Palme'ye ağıtı.

speak
you who still have lips
speak
speak to the neighbors in the hallway
speak to people in the street
and in the subway

those, who still have ears
will hear

write words on paper
on walls and on banners
carry the words through the city
high above your heads
so everyone can see
distribute leaflets
about freedom resistance peace
solidarity and human dignity

let the words fly like swallows
to faraway lands
guided by the stars
like doves of hope
to our sisters and brothers
in the prisons of the world
those who could not be silent

speak
you who still have lips

words can become suns
words can become rivers
words can open gates
and build bridges
words can overthrow tyrants
if enough of us
arm ourselves with words

speak speak
it is our duty
to those who spoke
while they still
had lips

18 Şubat 2010 Perşembe

bla bla bla



ekşisözlük 11 yaşında zirvesi çiş sırasında bekleyiş sırasında çekilmiş bir foto. sağdaki kardeşim fırat'tır, severim pek.
peki gecenin ilerleyen saatlerinde çekilenler? valla çektirdik mi, çektirdiysek nerede, kim çekti, zirve sonrası ünlenen kızıl saçlı hatunun (nicki neydi lan) üzerime bulaştırdığı pastanın izleri de objektiflere yansıdı mı hiçbir fikrim yok.
sözün özü, eğlendim.
her ne kadar önceki gece çok yorulmuş olmama, hastalığıma, teptiğim yola ve 3 saatlik uykuya rağmen, ne kadar eğlenilebilirse o kadar.
dans pistinde pek iç açıcı performans göstermediğimi biliyorum, e haliyle hasta ve yorgun bu kadar olur. ederiz tekrar başka zaman.
şimdi dinlenme zamanı. iyileşene kadar. çok yordum bu 6 gün kendimi. toparlanana kadar servis dışıyım. yazmak istediğim şeyler var ama bu gece sanmıyorum.
öperim, ve kaçarım.
hep yaptığım gibi.
hoşçakalın.